Vergilendirme sürecinin önemli bir aşaması da tahakkuktur. Vergi borcunun ödenecek duruma gelmesini ifade eden bu aşama, vergilendirme sürecinde hukuk tekniği açısından ayrı bir idari işlem niteliği taşımamaktadır. Tahakkuk, tarh edilen verginin ödenecek aşamaya gelmesini ifade eden bir durumdur, bir saptamadır.
Vergi Usul Kanununun tanımına göre, “Verginin tahakkuku, tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken bir safhaya gelmesidir” (m. 22). Bu aşama ya belli dava süresinin geçirilmesi ile kendiliğinden ya da yargı organının açılan davayı red kararı üzerine gerçekleşir. Bu kendiliğinden gerçekleşme özelliği tahakkuku birer idarî işlem olarak tarh ve tahsil işlemlerinden ayıran en önemli noktadır.[1]
Beyana dayalı vergilendirmede tahakkukun tarh işlemiyle birlikte gerçekleşmesi de ona ayrı bir işlem niteliği kazandırmamaktadır.
Beyan usulünün daha önce belirtilen özelliği gereği tarh işlemiyle birlikte vergi tahakkuk eder. Bu usulde yükümlünün beyanı esas tutulup doğru varsayıldığından, ödenecek vergi miktarı bakımından bir kuşkuya yer kalmamaktadır; dolayısıyla tarh işlemi ile birlikte tahakkuk fişi de kesilir. Buna karşılık örneğin ikmalen ya da re’sen vergi tarhında idarenin inisyatifiyle gerçekleştirdiği işlemden haberdar edilerek belli hukukî yolları kullanma olanağı yükümlüye tanınmakta; tahsil ertelenmekte, yani ayrı bir aşama olarak araya tahakkuk aşaması girmektedir.[2]
Vergi idaresinin tek yanlı bir işlemi olan tarh işlemi ile hesaplanıp pek belirgin olmayan hatlarla, oldukça ham bir şekilde ortaya çıkan vergi borcu tahakkuk aşamasında yükümlünün tutumuna göre (dava açmaması) ya da vergi mahkemesinin red kararma göre, daha somutlaşır, daha büyük ölçüde şekillenir, duruma göre kesinlik kazanır.
SONNOTLAR
[1] Mualla ÖNCEL, Ahmet KUMRULU, Nami ÇAĞAN, Vergi Hukuku, Turhan Kitabevi, Ankara, 2008, s.106
[2] Mualla ÖNCEL, Ahmet KUMRULU, Nami ÇAĞAN, Vergi Hukuku, Turhan Kitabevi, Ankara, 2008, s.106
Kategoriler:VERGİ TERİMLERİ, VERGİ USUL